Yağan yağmurlar benim ruhumu yıkıyor gibi...İç organlarımı, derinlerimi yıkıyor hatta...Arınamıyorum üzerime yapışmış, içime işlemiş dünya pisliklerinden...Bir kez daha yeniden başlarken merak ediyorum daha kaç kere başladığım noktaya döneceğimi...Kaç kere dizleri kanayan bir çocuk gibi eve dönüp yaralarıma merhem bekleyeceğim? Bir kere daha o oyuna nasıl dahil olacağım düşebileceğimi bildiğim halde? Herkesin kendisi söz konusu olduğunda oyunbozan olduğunu görmek için henüz küçük değil miyim ki? Herkesin pisleştiği bir nokta var...
Birine biraz bırakıversim kendimi beni tutsun diye pat diye düşüveriyorum.Hem de çukura...Hiç kimse beni tutma vaatlerini yerine getirmiyor.Hiç kimse o anlattığı kişi olmuyor.Herkes pazarlıyor kendini ve hiçbiri etik kodları yüksek bir pazarlamacı değil ne yazık ki... Hiçbir başlangıç hiçbir sona benzemiyor.Bir şey bitecekse bitmesinin doğası gereği kötü olması gerekiyor.
Birinin başkaları ile olan tartışmalarına çok dikkat etmek gerektiğini öğrendim. Tartışma olduğunda o biri bana diğerlerine davrandığı gibi davranacak çünkü...Tamammen aynı olmasa da benzer. Kumaşı aynı olan tartışmalar aynı bahanelerin farklı kanalizasyonları gibiler.Hepsi pis sonuç olarak...
Hepimiz oyunbozanız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
alternatip'in bana verdiği bi hediye olsa gerek bu blog
Ara sıra iyiliklere vesile olabiliyor demek alternatip(:
Yorum Gönder