BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

28 Haziran 2009 Pazar

Entariler

Başlangıç noktasına ne kadar sık dönüyorum... Onca yol katemiş olsam da özümde savaştığım şeyler sürekli bir yerlerden karşıma çıkıyor. Sürekli yamaladığım süslü entarilerim dikiş tutmuyor ve tam oturmuyor da bedenime.Sanırım bunun olması için önce o entarileri ve sonra da o bedenimi sewmem gerek.
Ne kadar iyi bir maskem var egoma dair. Tüm savunma mekanizmalarımı kullanarak büründüğüm o kendimi beğenmiş halden öylesine uzağım ki aslında...Yine de yavan bir duruşu yok o maskelerin. Çünkü aslında "oynadığının yarısı da sensin".
Yine de devam ediyorum yoluma ve ışığı görene dek sürecek bu...

27 Haziran 2009 Cumartesi

Ötekiler

Ben ve benim dışımda kalan yani "ötekiler" olan her şeyle bir savaşım bütünü hayat.
Ötekilere bakarak ne olduğumuzu ya da olmadığımızı görüyoruz.
Ötekiler aynamız,
Ötekiler, kendi benliklerini düşünen ve ötekileri olanlar...
Ötekiler, beklentilerimize yanıt verenler ya da vermeyenler
Ötekiler, var olmamız için var olması şart olan piyonlar...
Ötekiler, bizim dışımızdan oldukları için kontrol edemediklerimiz,

"Ötekiler" olmasını istediğimiz gibi olamayacaklar hiç belki de. Ötekiler hayal kırıklıklarımız, sanrılarımız, savunmalarımız, suçlamalarız, sebeplerimiz, sonuçlarımız...

Ötekiler öteki olup da kendimizi özel zannetmemizi, tekmişiz hissine kapılmamızı sağlayanlar

Bizler ötekiyiz...
Ötekiler sisteminin seçilmiş kurbanlarıyız biz Tanrı sistemi için var olması gereken...

20 Haziran 2009 Cumartesi

Sürreal Benlik

Olduğum gibi olabilecek kadar bir şey olamıyorum!
Zıtlıkların ahenkli kargaşasayım ben, sonu gelmez sürrealist bir çıkarımım. Her an olduğu gibi yansıyacak, ama hiçbir anı bir ötekine bağlanamayacak harf dizilimiyim. Kelime bütünselliğne katılamayacak kadar ifadesizim. Tek yaptığım iyi şey ifadesizliğimi iyi ifade edebilmek.
Ya da bunların hepsi birer küçük savunma mekanizması oyunları.Olup bitenin o kadar farkındayım ki bilinç altımla oyunlar oynuyorum...
Bu ruhsal otomatizmimi sürreale bağlayabiliyorum ancak ya da gerçekten sürreal ne onu bile bilmiyorum...

18 Haziran 2009 Perşembe

Masallarım

Kendimi bildim bileli sonu gelmez masallarımın esiri oldum. Her durumdan olacağım daha iyi bir durumum ve o durumun içine yerleştiğim bir masalım oldu..
Öylesine benden ve aynı zamanda öylesine benden uzaktılar ki hep masal büyüsünde kalıp, imkansızlıklarıyla ruhumu yaraladılar.
Ne kadar zor benden bir başkasına o masalları anlatması ve tüm çıplaklığı ile eksikliğini hissettiklerimin ifşasını yapması...
O haşin kızın içindeki minik kelebeliğin uçuştuğu saatler bunlar...

16 Haziran 2009 Salı

Yeni Elbisem

İçimde kaynayan bambaşka duygular var şimdi...
Uzun zamandır hissedemedğim,tanımını unuttuğum şeyler... İşte öylesine benden değilmişler gibiler ki yazamıyorum onları.
Bana yakışmadığını düşündüğüm bir elbiseymişçesine çıkarmaya çalışıyorum üzerimden, sonra bir anda seviyorum elbiseyi ve vazgeçiyorum çıkarmaktan. Kendime bir de bu elbise ile bakmayı deniyorum aynada.
Tek olmadığımı fark ediyorum aynada. Bir başkası karışmış benliğime...Gülümseyişime oturmuş, ifademi değiştirmiş.
Korku dolu gözlerimle bolca gülümseyen ağzım var şimdi. Aynı duyguyu hissetmeleri doğrultusunda kontrol edemiyorum onları.
Sorgulayan, yoran tarafım olumsuzlukları haykırıyor hep. Diğer yanımsa git gidebildiğin kadar,en fazla düşersin diyor. Daha önce dizlerin kanadı senin, bilmediğin bir acı değil bu diyor bana.
Ne kadar toyum oysa, bir yanım hiçbir şey yaşamamış gibi daha önce. Diğer yanımsa sen neler gördün, bunlar onun yansıması diyor.
Belirsizlik kadar korktuğum ne var başka hayatta?
Şİmdi her şey belirsiz, ama tatlı. O kadar tatlı ki belirsiz bir yolda yürümeyi göze alıyorum.
İnsanoğluyuz işte, denemeler bitmiyor...Tüm elbiseler yakışmak zorunda değil ki...
Yeni elbisemle görün bir beni, belki de rengi açtı beni...