BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

22 Şubat 2009 Pazar

Yalnızlığım

İnsan olmak yalnız olmak demek belki de.En yakının bile en uzağın olur bazen.Herkesin önce ben diyebileceği bir nokta vardır.Şu an kendimi küçük bir çocuktan dahi savunmasız , yalnız hissediyorum.Dünyamı çalmışlar gibi.Başkasının düzenine göre yaşamak ne kadar da sıkıcı.Sadece kendim için yaşayabileceğim, kendi düzenime göre yaşayabileceğim bir zaman dilimi istiyorum.Tüm aidiyetlerim sarsılıyor yerinden.Bağlı olduğum tüm şahısları bir elimle itebilirmişim gibi.En çok sevenlerimiz değil mi ki bazen en çok zarar veren bize?...
Sahip olduğum tek şey üzerine iyelik eki getirebildiğim yalnızlık belki de.Yalnızlığım...

İpotekli Benlik

Sorumluluk duygumun getirdikleriyle savaşmaktayım bugünlerde...Bir ben bulma çabasındayım sıkışmış, başkalaşmış, başkalarına ait olmuş benlerde.Tüm düşünce ve hislerimim ipotekli sanki...Her düşüncem ve hissim başkasının varlığına acı verecekmiş gibi.Ben bu denli sorumluluğun fışkıran kaynağı olacak kadar Tanrı değilim ki...Öylesine korkuyorum ki canımın yanmasından ve can acıtmaktan...Ben ne kadar derinde hissediyorsam tüm duyguları başkalarına da bunları yaşatacakmış gibi bir panik halindeyim.Bir yandan da ben diyor içimden bir ses?
Tüm bunlar olup biterken,yaşam normalinde aksederken farklı dünyalarda sen neresindesin her şeyin?Ne istiyorsun?
Ne istediğini bilmek kolay gibi görünse de bazen çok zor insanoğlu için.Hele de benim gibi her şeyden ipotek altında bırakıldığına ya da her şey için bir kağıt imzalarcasına söz verdiğine inanan biri için.
Kendi algısal kapılarının bana açılabileciğine inanan ve kendi düşünebildiği kadar beni var edip varlığıma bir ad koymaya çalışan insanlardan sıkıldım.Yüklediğiniz hiç bir anlamın, tanımın beni karşıladığını düşünmemekteyim.Asıl soru ne olduğum ise benim bile bilmediğim bir şeyi sizin benim duvarlarım ardında kalmanıza rağmen bilemeyeceğiniz aşikar.
Şimdi uyuşturmaktaymışım bedenimi.Nasıl kullanacağını bilemediğiniz hisleriniz uyuşurmuş...
Siz, hepiniz yabancısınız.İpotek altına almanızı istemediğim benliğimi bulmaya çalışıyorum.

17 Şubat 2009 Salı

Buradayım

Bazen yok olmak buradayım demektir aslında...Yok olabilmek de varlık göstergesi belki de.
Yok olmak istedim; ama bunu sadece buradayım demek için değil neden orda olduğumu anlamak için istedim.Bir anda hayatımdaki herkesin yabancılaştığını hissederken kendime bile yabancı olabiliyorum.Kafasını kuma gömmeye çalışan bir deve kuşuyum ben...
Hep bir eksiklik hissiyatı...Her yanım eksik gibi.Oysaki bir insanın tam olabilecek mükemmellikte olabilmesi de mümkün değil.Bunu biliyor olmama rağmen birileri benden koca bir hayat çalmış gibi hissediyorum.Yapmam gereken şeyin bir kabullenme sürecine girilmesi olduğunu bile kabul edemiyorum.Kaçarak da kurtulamıyor ki insan hayattan.Öylesine düşüncelerle zehir etsem de bu benim hayatım.Eksikliklerimi gözüme sokmak için mi bunu yapıyorsunuz yoksa ben mi her şeye bir mana yüklüyorum? Manalar dünyasında kaybolurken yeni bir ışık aramaktayım şimdi.

16 Şubat 2009 Pazartesi

Ütopik Sanrılar

O ütopik, mükemmel adamı bulsam dahi ona sahip olacak kadar mükemmel değilim ben.
Olamadıklarımla yoruluyorum ben..
Kalıba girmek zor...
Tam hissetmek zor...

10 Şubat 2009 Salı

Aidiyet

Zihnimdekileri bir yere kaydetmek ister gibiyim; fakat bu isteğimi gerçekleştirmek için gerekli zihinsel ve ruhsal açılımı kendime dahi yapmaktan kaçıyor olabilirim.Tedirginliğin getirdiği kaçma hissiyatı...Aidiyetim nerde benim? Onu bulmak istiyorum.Hiçbir yere ait hissedemediğim ruhumu bir yere ait görmek istiyorum.Masum korkularımı klozete kusup üzerine sifonu çekmek niyetindeyim...Kıyıda köşede sakladığım o temiz dünyamı katletmenizden korkuyorum.Sonsuz anaçlıkla size açtığım kollarımı boşlukta buluyorum.Yaratttığınız boşluklar beklentilerimin son bulmuş halimi?Ya da hiç birşeyi beklememeyi bekliyorum kendimden...