BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

24 Eylül 2010 Cuma

Üç Nokta

Hayatımda herhangi bir sebepten ötürü bana yoğun bir duygu yaşatan her insanın ve olayın imzaları simgeler halinde vardır bu yazılarımın içinde.Belki de sırf bu yüzden yazıyorumdur.Güçlü bir duygusal hafıza için, kokularla tanımladığım dönemlerin keskin ayrımlarını unutmamak için...
Sen neden burada yoktun? Çünkü sen az önceki paragrafın sonuydun hep.Sen hep üç noktaydın...Sen yarım bırakılan bir anlamın ardındaki daha büyük anlamlardın çünkü.Hiç konuşmadan bırakılan boşlukla anlatabilirdim sadece seni.
Buraya yazılacak kadar önemli,gözümün önüne geldiğinde de bir o kadar önemsizsin benim için.Ben böyle olsun istemişim.Ben istedim diye sen şu an ordasın ve ben de buradayım.Sen istedin diye olan şey ne onu bilmiyorum.Sen beni bambaşka bir şeye hazırladığın için buraya yazılıyorsun şu an.
Ben hep akıl karıştırıyorum işte sıfatsızlığını sevdiğim.Hoşça kal.

19 Eylül 2010 Pazar

Kehanet

Bir insan ne zaman gerçekten kazanır?
Ben sürekli kaybediyorum, ama kehanetlerim kazanıyor.Ve her kayıp beni başka büyük bir kayıptan kurtarmak adına dizayn edilmiş gibi.
Başta kurduğum cümlenin aynısı sonunda başıma gelen şey oluyorsa başa mı dönüyorum yoksa çok mu mesafe almış oluyorum?
Fazla ışıltılısınız, boğdunuz.
Haydi biraz sade olalım.
Hey sen ordaki, bana en son söylediğin yalan neydi?