BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

12 Şubat 2010 Cuma

Tanıdıklarımın içinde o kadar çok yabancı var ki...Her şey başkalaşmaya hazır.Ve ben başkalaşımlarıma iyimser fantaziler üretmeye çalışıyorum;iyi anlamlar yüklersem onlarlarla baş edebilirim zannediyorum."Toplumsal" bir varlık olan insan bir şeyi adlandıramadığı zaman telaşa kapılıveriyor. Her şeyin bir adı olmalıysa içimizdeki yabancıların neden adı yok?

6 Şubat 2010 Cumartesi

Vazgeçilmez

Alev alev yanarken tenim, kalbim bu büyük yıkımlara eşlik etmiş kuşla birlikte hızlı hızlı atmakta.Nasıl bir kuştur ki bu böyle ağır hüzünlerde kolayca bulup yerini yerleşir kalbime.Onun çırpınışları ile baş etmenin yolunu bilemediğimden onun kanat seslerine kulak veririm uzunca süre.
Şimdi benle alay ediyor hüzün kuşum, biraz da bilmiş tavırlarıyla öğüt veriyor.Her şeyi kontrol etmeye çalışırken aslında yine nasıl da gördün her şeyin kontrol edilemez olduğunu diyor.Haklı...Hayatta en çok bir şeye çok bağlanmaktan korkarım.Bağlılıklar, bağlanılanlar yokluklarında çok acı verirler çünkü ve bir gün mutlaka yok olurlar da...Vazgeçilmez olmadığımı bilirim ben ve vazgeçileceğim en güzel anlarda bir kabus gibi çöker yüreğime.Her şeyin, herkesin vazgeçilir olduğu bu dünyada ben kimim ki vazgeçilmez olayım?

4 Şubat 2010 Perşembe

Rönesans


Zaman zaman ölür,sonra dirilirim küllerimle.Yeni hayatımda olması gerekenleri çantama yükleyip diğerlerini bırakıp yoluma koyulurum.İşte yine kendi Rönesans'ımın eşsiz sanatı içindeyim.Ruhumla baş başayım, düşünüyorum...
Tam da artık hiçbir şeye şaşırmam derken hala şaşırabiliyorum insanoğlunun yaptıklarına.Maddi beklentilerle doldurulmuş egolarını evcileştirememeleri beni yoruyor.En çok kendine yenik düşüyor insan, en çok kendimize...
Her şey bir şeye dönüşür, zamanlar, insanlar başkalaşır.O kadar çok alıştım ki güncellenmeye artık eskisi gibi can yakmıyor geride bıraktıklarım.Çok uzun süre büyük sabırlarla emek harcadığım şeyleri, durumları, insanları bırakabiliyorum artık.Çünkü bir süre sonra üzerime yapışan kirlerden arınmak istiyorum.Kişiliğime vurulan darbeler kirlendiriyor beni...Hiçbir şeyin irademi yok etmesine izin veremem.En çok iradesizliklere kızarken irademden olamam.
"Ben" olabilmek hayatta tutunduğum en sıkı dal.Çünkü "ben" in içinde her zaman iyi niyet var.Ve o iyi niyet, belki hemen değil, ama bir gün bir şekilde geri dönüyor bana.

Her yeni Rönesans'la kendimi keşfedip, hayata daha sıkı tutunuyorum.Bazen nötr olabilmek gerekiyor hayata...

Belki sizin de Rönesans vaktiniz gelmiştir.Orda oturan kişi gerçekten siz misiniz?