BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

18 Temmuz 2010 Pazar

Yine mi Ötekiler ?


Toplumsal cinsiyet konusu kafamı ne kadar kurcalıyorsa ötekileştirme de o denli kurcalıyor.Bir sene önce ötekilerimiz hakkında bir şeyler karalamışım buraya. Az önce okudum ve bugüne kadar yazdıklarım içinde en çok sevdiğimin o olduğuna karar verdim. Üslubu ya da süslü cümlelerinden dolayı değil. Zaten edebi yönüm var iddiasıyla yazan biri değilim. Düşünmeyi,sormayı,yazmayı konuşmayı çok seven biri olduğum için düşlerim,düşüncelerim ve hislerim boşlukta kaybolmasın diye yazıyorum.Aslında sürekli aynı konular etrafında dönüp duruyorum. Aidiyet, tamlık,mutluluk,kadınlık ve ötekiler.Yazdığım bazı şeyler bunlardan bağımsız görünse de hepsinde bunları anlamaya çalışan bir bünyenin psikolojisiyle yazılmış sorgulamalar var.
Bu girizgahı yapmamın sebebi de birazdan "ötekiler"den bahsedecek olmam.Yine aynı tatta sorularla dolmuş biri var karşınızda. Toplum çemberinin ne kadar içinde, ne kadar dışındayım, sosyal onaylanma hayatımda nasıl bir yer kaplıyor anlamaya çalışıp duruyorum.
Sosyal bir varlık olan insan -bu sıfata hastayım (!)- ne kadar büyürse büyürsün içinde hep bir onaylanma ihtiyacı taşıyor. En toplumdan bağımsız gibi görünen kişilerin yakın arkadaşları da kendi gibi kişilerdir baktığınızda.Kendi gibi ötekileştirme yaparak onu onaylayan kişiler...
Benim için de geçerli bu. Farklı dünyalardan pek çok arkadaşım olsa da dostum dediğim kişi hayata benim gibi bakan ve benle aynı ötekileştirmeleri yapan kişi. Yani bizim için kaka kişiler, düzgün kişiler aynıdır.
Bugün babama bir şeyler anlatırken beynimde bir anda bir ampül yandı ve işte o an kendime çok kızdım. Herkesi insan olarak görüp içinde bulunduğu koşullarla değerlendirmek için çaba sarf eden ben, aleni şekilde ötekileştirme yapıyordum! Giyinmeyi bilmeyen biri (kime göre, neye göre bilmiyor tabii...), koluna kınayla küskün yazan bizim kültürümüze adapte olamamış, ama olmayan çalışan biri bizim için komik olabiliyordu. Kolundaki o feyk dövmeyle dalga geçebiliyorduk aklımıza her estiğinde. Çünkü "biz"e göre komikti. O "öteki" idi...
İnsanları aşağılamak ne haddime haşa!!!! Ama hepimiz yapıyoruz bunu. Festivallerde bir türbanlı gördüğümüzde oha bunun ne işi var burda demiyor muyuz? Hepimiz "apaçi" olarak gördüğümüz, şehire ayak uyduramamış, kendini eğitememiş insanların komik halleriyle facebook'ta eğlenmiyor muyuz?
Ve birileri de bizle eğleniyor olabilir. Türbanlı biri için benim piercinglerim, saç rengim de "norm"al olamayabilir mesela. Bu durumda "norm" al olan ne peki? Kendi varlığımızın, kendi değerlerimizin dışında olanları da kolaylıkla kabul etmeyi nasıl becerebiliriz? Bir yere ait olmak için birilerinin ötekisi mi olmak zorundayız?
Sadece "insan" olaran nitelendirileceğim ve benim de insanları yalnızca "insan"lıklarıyla değerlendirmeyi başarabildiğim bir dünya istiyorum. Dünki .ok olan halimle üzerime vazife olmadan bu kadar sosyolog,psikolog ve değerli akademisyen varken sosyal konulara çözüm üretebilecek değilim, ama soruyorum işte.Aklımı kurcalıyor arkadaşım! Hepimize soruyorum.O zaman biz içindeki ben ne ve biz nereye aidiz? Ötekiler olmak zorunda mı?
Kıssadan hisse hepimiz "öteki"yiz.

2 yorum:

şah dedi ki...

bence olay tektipleşmektense, ötekilerle ilgili değerlendirmelerin ötekilerce olabilir kabul edilebilmesinde.
(bi de var mı böyle bişey)

Erdal dedi ki...

Garip yaftalamalardan ibarettir hayat. Biz ak değilken karşımızdakine hiç çekinmeden kara diyebilmekteyiz. Ama aynı zamanda kendini ak zannedenlerin de hiç çekineden bize kara dediklerini bilmekteyiz. Ne zaman olur birbirmize saygı duymaya daha fazla özen gösteririz belki o zaman ötekileştirmelerden vazgeceriz.
Kurt Cobain'in dediği gibi barış, sevgi ve empati...
Saygı ve Selamlarımla